Mortal Kombat 1 Türkiye'De Yasaklandı Mı ?

Cansu

New member
Mortal Kombat 1 Türkiye’de Yasaklandı Mı? Yasaktan Çok Daha Derin Bir Mesele

Arkadaşlar merhaba, son günlerde oyun camiasında sıkça konuşulan bir konu var: Mortal Kombat 1 Türkiye’de yasaklandı mı, yasaklanacak mı, yoksa sadece erişim kısıtlaması mı var? Sosyal medyada bu konuda inanılmaz bir bilgi kirliliği var. Kimileri “ahlaki değerler” bahanesiyle oyunun satıştan kaldırıldığını söylüyor, kimileri de “siyasi hassasiyetler” ya da “şiddet içeriği” gerekçesiyle yasak getirilmiş olabileceğini iddia ediyor. Ben de bir oyuncu olarak bu durumu sadece “yasak geldi mi, gelmedi mi” sorusuyla değil; toplum, kültür, cinsiyet ve ifade özgürlüğü açısından ele almak istedim.

Yasak mı, Kısıtlama mı? Gerçek Ne?

Öncelikle netleştirelim: Mortal Kombat serisi, her zaman aşırı şiddet içeriğiyle gündeme gelen bir oyun oldu. Kan, parçalama sahneleri ve grotesk “fatality” efektleri, oyunun alametifarikası haline gelmiş durumda. Bu nedenle birçok ülkede yaş sınırıyla, hatta bazen doğrudan yasaklarla karşı karşıya kaldı. Türkiye’de ise durum biraz daha belirsiz.

Bazı kullanıcılar Steam ve Epic Games gibi platformlarda oyunun erişime kapandığını iddia ederken, bazıları hâlâ farklı yollarla erişilebildiğini söylüyor. Bu da bize şunu gösteriyor: mesele sadece bir “teknik erişim engeli” değil, aynı zamanda kültürel bir tartışma alanı. Türkiye’de “yasak” kavramı çoğu zaman değer yargılarıyla iç içe geçiyor. Bir oyun, film ya da sanat eseri “zararlı” bulunduğu anda, tartışma bitiyor; “neden zararlı bulunduğu” konuşulmuyor.

Peki sizce bir oyunun yasaklanması, toplumun korunması mı yoksa bireysel özgürlüğün sınırlandırılması mı?

Şiddet İçeriği Bahane mi, Gerçek Neden mi?

Şunu kabul edelim: Mortal Kombat, herkese göre değil. Ama “şiddet” konusu sadece bu oyuna özgü değil. O halde neden bazı oyunlara hoşgörüyle yaklaşılırken, bazıları hedef tahtasına oturtuluyor? Burada devreye toplumsal algılar ve siyasi dinamikler giriyor.

Batı ülkelerinde şiddet içeriği genellikle “bireyin tercihi” olarak değerlendirilir. Ebeveyn denetimi, yaş sınırlaması gibi önlemlerle özgürlük korunur. Türkiye’de ise devletin kültürel düzenleyici rolü çok daha güçlüdür. Bu durum, özellikle genç nesil ile karar vericiler arasında bir çatışma doğuruyor. Genç oyuncular “kendi seçim hakkımı istiyorum” derken, karar vericiler “toplumu koruma görevimiz var” diyor.

Erkek oyuncular bu konuda genellikle stratejik ve çözüm odaklı bir tutum sergiliyor. Forumlarda “VPN kullanın”, “yabancı hesap açın” gibi pratik çözümler konuşuluyor. Kadın oyuncular ise meseleyi daha empatik bir yerden ele alıyor: “Bu tür yasaklar, sadece oyunla ilgili değil; düşünce özgürlüğünü de kısıtlıyor.” Böylece cinsiyet farkı, konunun ele alınış biçiminde de kendini gösteriyor.

Kültürel Değerler mi, Çifte Standart mı?

Türkiye’de “şiddet” konusu her zaman tartışmalı olmuştur. İlginçtir ki, televizyon dizilerinde ya da filmlerde her gün şiddet, cinayet, ihanet gibi temalar işlenirken; bir video oyunu söz konusu olduğunda aniden “ahlak” gündeme gelir. Bu çelişki, toplumun medya algısındaki seçiciliği gösteriyor.

Mortal Kombat 1 özelinde konuşacak olursak, oyun aslında sadece şiddet değil, fantezi unsurları da içeriyor. Karakterler mitolojik, dövüş sahneleri gerçeküstü ve çoğu zaman mizahi bir dozda abartılı. Fakat toplumsal yargılar devreye girdiğinde, oyunun sembolik anlamı gerçekliğin önüne geçiyor.

Burada şu soruyu sormak gerekiyor: Şiddet gösterildiği için mi rahatsız oluyoruz, yoksa bireyin seçme özgürlüğünden mi korkuyoruz?

Cinsiyet Perspektifinden Yasaklama Tartışması

Bu tartışmada dikkat çeken bir diğer boyut da cinsiyet perspektifi. Oyun kültürü uzun yıllar boyunca erkek egemen bir alan olarak görülmüştü. Erkekler için oyun, strateji, başarı ve rekabet anlamına gelirken; kadınlar için oyun, hikâye, empati ve paylaşım alanıdır. Mortal Kombat gibi oyunlar ise genellikle erkeklerin “stratejik güç” ve “hakimiyet” eğilimine hitap eder.

Bu noktada kadın oyuncuların eleştirileri önemli. Onlar genellikle “şiddeti değil, yasaklama refleksini” sorguluyorlar. Çünkü yasak, sadece şiddetle mücadele aracı değil; aynı zamanda erkek egemen kontrol mekanizmasının da bir yansıması haline gelebiliyor. Kadınlar diyor ki: “Biz, şiddet içeriğini tartışabiliriz; ama yasaklama çözüm değil, baskı aracıdır.”

Erkek oyuncular ise daha çok pratik düşünür: “Yasaksa çözüm buluruz, başka yerden alırız, VPN açarız.” Kadın oyuncularsa duygusal bağlamda değerlendirir: “Bu tür yasaklar, bizim toplumsal olgunluğumuzu da aşağılıyor.” İki yaklaşım da değerli ama farklı: biri stratejik, diğeri empatik.

Toplumsal Algı ve Sansürün Gölgesi

Bir oyunun yasaklanması sadece bir ticari karar değildir; aynı zamanda kültürel bir mesajdır. Devletin “buna izin verilmiyor” demesi, bireye “bunu düşünme, bunu görme” demekle eşdeğerdir. Bu, uzun vadede özgür düşünceye zarar verir.

Türkiye’de sansür mekanizması genellikle “ahlak”, “gençleri koruma” ya da “milli değerler” gibi gerekçelere dayanır. Ancak bu gerekçeler çoğu zaman soyut ve keyfidir. Bugün Mortal Kombat yasaklanır, yarın farklı bir oyun. Asıl sorun, bu keyfiyetin toplumun düşünsel alanına nasıl sirayet ettiğidir.

Sizce Gerçek Tehlike Nedir?

Şimdi forumun kalbine gelelim: Gerçek tehlike Mortal Kombat mı, yoksa düşünme biçimimizin tek tip hale gelmesi mi? Eğer bir oyun yüzünden gençlerin şiddete yönelmesinden korkuyorsak, asıl sorunu eğitimde, aile ilişkilerinde ve medya okuryazarlığında aramamız gerekmez mi?

Bir yasak, görünürde bir çözüm sunabilir ama uzun vadede toplumu düşünmeye değil, itaat etmeye teşvik eder. Oyunların yasaklanması, bir milletin entelektüel kapasitesine gölge düşürür.

Sonuçta Mortal Kombat 1 sadece bir oyun değil; ifade özgürlüğü, kültürel farklılık ve bireysel seçim hakkı üzerine derin bir sınav.

Peki sizce, “daha az görmek” mi toplumu korur, yoksa “daha çok anlamak” mı?